Sayfalar

26 Ekim 2008 Pazar

Ventimiglia, İtalya



Ne Zaman Gittik? Ekim 2008
Neler Okuduk? İtalya-Fransa sınırındaki kıyı İtalyan kasabası geçerken görmek, bir yemek molası vermek için güzel bir yer. Roia Nehri'nin denize döküldüğü yerde merkezlenmiş bu sevimli kasaba turist akınına uğrayan bir yer değil. Nehrin batısındaki eski yerleşim bölgesinde 11yy'dan kalma kilise hala bakımlı ve hizmete açık. Kilise etrafındaki dar sokakların eskiliğine rağmen insanlar hala yaşamakta.
Neler Gördük? Menton'dan araba ile kıyıdan giderseniz yaklaşık bir 10dk içinde İtalya sınırları içerisindesiniz. Trenle yolculuk yarım saati bulmakta imiş. Yokuş tırmanıp inerek eski bölgeyi gezdik, güzel manzaralar bulduk, köprülerden geçip yeni bölgede öğle yemeği yedik. Merkezdeki pazardan çeşit çeşit peynir ve taze makarna aldık. Çakıl taşlı plajında güneşlendik.
Gideceklere Öneriler: Fransa'dan yapabileceğiniz alışverişi (peynir, zeytin ürünleri, şarap, makarna vs) yarı fiyatına buradan yapabilirsiniz. Cumartesi günleri kaçak malların satıldığı büyük bir pazar kurulmakta ve Fransızlar'ın kalabalık ilgisine neden olmakta imiş. Sınırlarda biz kontrole yakalanmadık; ama yakalanma ihtimaline dikkat. Pizzadan tiramisuya, lazanyadan kahvesine dolu bir öğle yemeğini Fransa'dakinin yarı fiyatına hem de daha lezzetli olarak yememeniz işten bile değil. Birkaç saati orada geçirilip yola devam edilmesi önerilir.
Harita

21 Ekim 2008 Salı

Nice, Fransa


Ne Zaman Gittik? Ekim 2008
Neler Okuduk? French Riviera (Cote'd Azur) denildiğinde akla ilk gelen şehir Nice olsa gerek. Fransa'nın güney kıyısındaki bu güneşli şehir, 18.yy'da İngilizler kış aylarını burada geçirmeye başladıktan sonra önem kazanmaya başlamış. Promenada des Anglais oalarak adlandırılan sahil yolu, Nice şehri boyunca yeralır. Turizmin en önemli gelir kaynağı olduğu şehir, farklı yemekleri ve deniz ürünleri, plajları ve meydanlarıyla da ünlü. İtalya'ya otobanla yaklaşık 30dk mesafede olduğundan, Fransızlardan sonra nufüsun büyük bir kısmını İtalyanlar oluşturmakta.
Neler Gördük? Massena meydanının şehrin merkezinde olup da eski ve yeni şehri ayırması özelliğini, Cours Saleya olarak bilinen çiçek pazarında, pazartesi hariç hergün rengarenk ve taptaze çiçeklerin, baharatların ve kurtulmuş sebze ve meyvelerin satıldığını, Mont Boron'dan şehrin kuşbakışı izlendiğini, limandaki irili-ufaklı tekneleri, şehirde sahil boyunca upuzun bir plaj olduğunu ve denize girilebildiğini, eski şehrin dar sokaklarındaki değişik alışveriş mekanlarını, birbirinden güzel sunulmuş yemeklerini, kahvelerini gördük.
Gideceklere Öneriler: Havaalanı şehre çok yakın. Sahil yolu uzun yürüyüşlere ve bisiklet gezilerine değer. Biz müzeler yerine ara sokakları tercih ettik bu şehirde. Bir de kendine has yiyeceklerini; socca (bir çeşit krep), taze makarna, fruit de mer (deniz ürünleri tabağı) gibi. Kalabalık mekanlara girerseniz pişman olmazsınız. Biraz pahalı bir şehir, tuvaletler bile paralı. Bir de bize "Türkler tüm kötü özelliklerini Fransızlar'dan almış" dedirtti ;) Şehir tüm zamanını plajda geçirmek istemeyenler için biraz küçük gelebilir; araba kiralayarak kıyıları gezebilirsiniz. Ne de olsa 30 dakikada ver elini İtalya.