Sayfalar

5 Ocak 2010 Salı

Trinidad, Küba




Ne Zaman Gittik? Ocak 2010

Neler Okuduk? 1988'de Dünya Mirası listesine giren Sancti Spiritus bölgesinin gözbebeği Trinidad'da zaman 1850 yılında durmuş. 1514'te ilk kez Meksikalılar'ın geldiği söyleniyor bölgeye. 17yy.da İngiliz kontrollü Jamaika korsanlarının cenneti olmuş. 19.yy'da ise Haiti'den kaçan Fransız sığınmacılar Valle de los Ingenios vadisinde şeker kamışı üretimine başlamışlar. Şehrin şimdi gördüğümüz yapıları o zamanların şeker üretiminden kazandıkları paralarla yapılmış. Bağımsızlık savaşı sırasında şeker fabrikaları ve bitkiler yangınlarla küle döndükten sonra hala tam toparlanma sağlanamamış. 1950'lerden itibaren turizm açısından önem kazanan Trinidad'da Küba içi uçuşların yapıldığı bir havaalanı var. Araba ile 15 dakikada ulaşılabilen Playa Ancon Küba'nın güney sahilindeki en iyi kumlara sahip. Casilda, La Boca, Valle de los Ingenios ve Topes de Collantes günlük gezilerin yapılabileceği başlıca yerler.

Neler Gördük? Trinidad’ın arnavut kaldırımlı sokaklarına açılan rengarenk kapıları ve pencereleri olan evleri gördük ilk. Akşamları Casa de la Musica’da canlı müzik eşliğinde mükemmel salsa yapan Kübalılar’ı izledik. Eski bir Rus kamyonunun arkasında gittiğimiz Topes de Collantes’te kahve bitkilerini ve palmiye ağaçlarını yakından görerek tanıdık. Yeşil renkte, elli yaşlarında bir Plymouth’a binerek gittiğimiz Playa Ancon’da palmiye döşeli kumsalda bembeyaz kumlar ve masmavi bir deniz ile tropik bir tatil günü geçirdik. El yapımı resimlere, müzik aletlerine, takılara bakarken şehrin ara sokaklarında kaybolup yine de Plaza Mayor’a dönmeyi başardık.

Neler Yedik? Trinidad’da da casa particular (Casa Elda) adı verilen pansiyon tarzı yerde kaldığımızdan, ev sahibi Elda’nın bize hazırladığı yemekleri yedik. Yengeç, lokal balık, kızarmış patates ve muz, siyah fasülyeli pilav (Moros & Cristianos) ile taze meyve suları ki başta guava çok lezzetliydi. Ev sahibimizin sürprizi olan kendi elleriyle hazırladığı (keskin bir bıçakla temizleme, soyma ve doğrama) şeker kamışının tadına baktık. Paladares denilen ailelerin işlettiği lokantalar da güzel bir opsiyon yemek için; Sol & Son’un nefis tavuğu ve değişik atmosferine bir gecemizi ayırdık. Cristal ve Bucanero marka biralar mojito, rom ve diğer kokteyllere alternatif.

Gideceklere Öneriler: Öncelikle Viazul ile seyahat ediyorsanız Trinidad’a gidiş/ dönüşünüzü ayarlamak ve kalacak yer bulmak ilk işiniz olsun. Yoğun bir turizm var. Katılmak istediğiniz turlar varsa vardığınız gün onları da ayarlamalısınız. Çok sakin, küçük bir kasaba; ama çevresinde gezilecek epey yer mevcut. Plajlara en az bir günü ayırmalısınız; Playa Ancon'da gün doğumu ve batımı sineklere dikkat edin. Küba resmi bayrağında da yer alan Tocororo kuşunu görmek için en iyi yerlerden biri bölgedeki yabani parklar. Hava akşam ve sabahları çok serin ve genelde her yer açık hava. El sanatları ve müzikle ilgileniyorsanız, ara sokaklardaki sergileri gezmenizi öneririz. Gün içinde salsa dersi alıp, akşamları canlı müzik eşliğinde saatlerce pratik yapabilirsiniz.

Daha ayrıntılı bilgi isterim derseniz işte Küba günlüklerim...


2 Ocak 2010 Cumartesi

Vinales, Küba




Ne Zaman Gittik? Ocak 2010

Neler Okuduk? Bir zamanlar Vinales vadisi birkaç yüz metre yükseklikteymiş. 100 milyon yıl önce yeraltı suları kireçtaşından oluşan zemini aşındırmaya başlamış pek çok mağara oluşturarak. Zamanla tepecikler çökmüş altındaki boşluklardan dolayı. Ardından günümüze kaya duvarlar kalmış mogote denilen. Kireçtaşı karst vadisi oluşumuna en iyi örnek Caverna Santo Tomas, adanın en büyük mağara sistemi. Mogoteler dışında, Vinales vadisi Dünya Mirası listesinde, doğa tutkunları için biçilmiş kaftan, bereketli topraklarında birçok sebze ve meyve bahçeleri ile tütün tarlaları var. Küba'nın en önemli tütün fabrikası yarım saat uzaklıkta Pinar del Rio yerleşim yerinde, ayrıca Küba'nın kuzey kıyısındaki plajlara günübirlik turlar da düzenleniyormuş.

Neler Gördük? Mogoteler arasında beliren uzun palmiye ağaçları ve kırmızı-turuncu topraklarda uzanan tütün tarlaları.Tek katlı baraka tarzı evlerin balkonunda mutlaka iki sallanan saldalye. Evrim teorisini tasvir eden dev kaya resmi Mural de la Prehistoria. At binen turistler. Yakın zamanda iki büyük kasırga atlatmasına rağmen hala yüzlerce çeşit bitki içeren botanik bahçesi El Jardin de Caridad. Tütün bitkileri kurutulan büyük tütün evleri. Küba'nın en iyi casa particularlarını ve misafirperver halkını.

Neler Yedik? Kaldığımız casa sahibi çok yetenekli bir aşçıydı. Bize birbirinden lezzetli tipik Küba yemekleri hazırladı her sabah ve akşam. Moros y Cristianos (siyah fasülyeli pilav), kızarmış muz, tatlı patates, yengeç, balık, kızarmış tavuk, tamal (mısır ve undan oluşan bir karışımın mısır yaprağına sarılıp pişirilmesi), mısır ve patatesli fasülye çorbası, papaya tatlısı, guava meyvesi, mohito, pina colada, Küba kahvesi, hindistan cevizi suyu bize tattırdıkları. Bizim de bayıldıklarımız.

Gideceklere Öneriler: Otel yerine casa particular'da kalın. Restoran yerine casa particular'da yeyin. Mogoteler arasında yürüyün, at/bisiklet binin ya da her saat başı bölgeyi dolaşan servisi kullanın. Hotel Los Jazmines'ten vadi manzarası izleyin. Yol üzerindeki Parque Nacional Vinales ziyaretçi evinden düzenlenen vadi turlarına katılın. Patio Del Decimista'da Küba'nın en güzel müzik gruplarını canlı dinleyin; İstanbul'a konsere gidenler bile var aralarında. Pinar del Rio'ya birkaç saatliğine gidip tütün ve rom fabrikalarını gezin. Akşam ve sabahları hava serin, kapalı mekan yok; sıkı giyinin. Vadide gezerken acıkma ihtimaline karşı abur cubur bulundurun yanınızda. Çok güvenli bir yer, Havana'dan sonra.

Daha ayrıntılı bilgi isterim derseniz işte Küba Günlüklerim...